Bacımın Hikayesi

Esra Abaoğlu

Bacım konuşmayı sevmez. Bu işlerle uğraşmaz, kendisini aramaz, durup dolaşıp da kendini tanımlamaz. O sebeple onun hikayesini ben anlatacağım.

Önceden böyle değildi. Hangimiz olduğumuz gibi kalabildi ki zaten? Dünyaya gelir ve değişiriz. O da değişti ve değiştikçe, artık olmadığı insanı ilan etmek zorunda kaldı. Herkes buna mecburdur bir yönüyle ama onun kendini ilan etme süreçleri biraz sert kayalara çarpmak gibi, koca dalgalarla boğuşmak gibi geçti. Hoş hangimizinki kolay geçer ama onun ki biraz tövbe Estağfirullah evlerden Irak gibi yaşandı. Yaşandı ve bitmedi.

Bitmedi tabi, ölmedi çünkü . Birinin hikayesini anlatırken henüz ölmedi demek absürt görünebilir belki ama onun ölmemesi de ilginç oldu. Hep sınırlarda dolaştı, hep esmemeyeceğini bildiği çizgileri bir de kendisi zorlarsa ne olacağını merak etti. Bir kere denedi mi, daha fazlasını istedi. Daha fazlasını istemekten utanmadı, tutkusunu sırtında bir kambur ya da boynunda bir yük gibi taşımadı, daha çok ayaklarının altında kaykay yaptı.

Başkalarını takmadı, kendisine takanlara takılmadı, dümdüz salaklık da etmedi öte yandan, korkmasını bildiği, korktuğunda geri çekildi ama pes etmedi. Önlemlerini aldı, eksiklerini tamamladı, hooop yeniden. İstediğini aldı. İstemedikleri de istediklerinin yanında gelince, onları ayıklayıp istediklerini azaltmadı.

Batının tekniğini alırken ahlakını dışarda bırakmamak gibi mesela, bununla uğraşmadı, Yola çıktığı insanlar kendisinin temposuna ayak uyduramayınca onlarla kalmadı, onların yenilgisini kendisinin geri çekilmişliğinin üzerine yazmadı, ilerlemek istiyorsa durmadı, laflara kulak asmadı, bir kendilik buldu içinde, onu görmesini bildi, duymasını bildi , en önemlisi onu izledi.

Neden önemli olsun? Herkesin yaptığı bu değil mi? Değilmiş. Bunu da bildi. Göremeyenlerle, duyamayanlarla vaktini harcamadı. İsteğinin önüne set olabilecek şeyleri aştı, istediğini aldığında memnuniyetsiz olmak için kendisine yer açacak kadar gururlu, aldığı sonuç için verdiği emeği görmeyecek kadar da bir zamanlar istediği şeyi bırakmaya meyyaldi. Başka şeyleri istemeyi kendine hak görebiliyordu zamanında istedikleri kendini tatmin etmediğinde. Bırakabiliyordu, gidebiliyordu, dönmek? Bunu yapamıyorsa henüz arzu etmediğindendir, istememesinin sebebini bilemem ama isterse yapacağını bilirim, şimdilik sadece gitmekle ilgileniyordu.

Bacım neredeyse benim olmadığım her şeydir, ben onun olmadığı her şeyimdir. Onun hikayesi benim bu yüzden benim de hikayemdir ama kendiminkini yine de ben anlatmayayım.