Eğitimsiz

Fatma Dursun

Çok düşündüm bu hayatta ne yapabileceğimi? Nasıl faydalı olabileceğimi? Var olmak fayda sağlamaktan geçer sandım. Var olmak bitmeyen bir borçtu. Sanki ben esnaftım da bitmeyen bir borç ve kazanç arasında boğuldum durdum. Yaptığımla yaşayayım istedim. Yaşamak var olmaktan ibaret olamazdı değil mi? Ben ben olsam suçlu olurdum. Suçum neydi pek çözemedim. Suçun olmadığı suçlu olamayacağım bir yaşta bir şeyler yıktılar üzerime. Annem korkularını, babam sorumluluklarını yıktı. Neyse ne işte ben her şeyi halledebilen olmalıydım. Hiç muhtaç olmamalıydım.

Lise yıllarımdı bir çıkar yol arıyordum. Ne olacaktım ben? Hangi alanda okursam o mesleği yapacaktım o yüzden iyi seçmeliydim öyle değil mi? Bu sorular kafamı kurcaladığı bir zamanda İngilizce öğretmeni olan Casim Hoca şunu demişti “Hırsız dahi olacaksanız ülkedeki en iyi hırsız olun. İşinizi en iyi siz yapın” demişti. Hırsızlığı ülkece başkasına kaptırdık ama olsun ben çok etkilenmiştim bu sözlerden. Ne olursa olsun en iyisi olmalıydım. Lise bitti. Üniversite bitti. Sonra yüksek öğrenim derken ben mesleğe başlayamadım. Başlamaya çalıştığımda olmadı. Kaç yere gittim. Kaç dershaneyle görüştüm. Son noktayı koyan bir yer vardı sabah akşam çalışacaktım. Gece etütlere, hafta sonu sınavlara hafta içi her şeyde orada olacaktım. Üç beş verirlermiş. Onlarda zamanında böyle staj yapmışmış. Ulan haysiyetsiz ben sizin gibi kanı bozuk Kayserilileri bilmez miyim? O üç beş bu ay sıkıştık önümüzdeki ay inşallah diyeceğinizi bilmiyor muyum? Çok şükür haysiyetsiz Kayserili esnaflar tarafından büyütüldüm. Kaçı kaç kuruş köpeklerden olduklarını bilirim. Olmadı bıraktım mesleği ve umudu. Başka işlere baktım en niteliksizinden en az paralısına yine olmadı nasip bir türlü beni bulmadı. Tam umudu keseceğim sıra Allah’ın benim için dilediği çok başkaymış. Bunu idrak etmem kalbimi ikna etmem zaman aldı. Oldum olası süsü püsü çok severdim. Makyaj konusunda çok başarılıydım. Kaş bıyık genel ağda işini de çözmüştüm. Kuzenimin kuaförü vardı. Ben çocuktum o meslek lisesinde eğitim alırken. Pek imrenirdim ona. Çok güzeldi bence. Esmerdi. Kilosu sağlıklıydı mesela. Saçlarını o yıllarda herkes gibi ütülerdi. Önünde bir apaçi kâkülü ile gezerdi. Ama ne bileyim çocuktum ya severdim onu. Sevdiklerimin gözlerine bakardım. İnsanlar gözlerinden kalplerini ele verirler. Gözleri güzel olanın kalbi de güzel oluyor. Ondan pek sevdim o kara gözleri. Canım ablam. Yıllar geçti ben büyüdüm ablam yaşlandı. Evlendi. İki çocuğu oldu. Mesleğini bir yaptı bir yapamadı. Zanaat bu yıllar geçse de yitirilmez. Çocuklar biraz büyüyünce kendine salon açtı. O sıra yardıma ihtiyaç olduğundan ben destek olarak gittim. İşsiz olanın işi çoktur aslında. Herkese yardıma gider her şeye koşarlar sırf işe yaramak için. İşsiz işe yaramaz çünkü. Çalışmak için değil de ablama yardım için gitmiştim. Bu yardım git gide gelenin gidenin kaşı bıyığı kılı derken makyajıydı kapsamlı olmaya başladı. Ama işte diploma yoktu. Olan da bir işe yaramıyordu.

Muhtaç olduğunda ailen de olsa bu muhtaçlığından yararlanır. Ruhunu sömürürlerde bir adım atmaya kalksan tükürürler. Çeneme kapadım boynumu büktüm sessizce çalıştım. İşsiz olmak ölü olmakla aynı ama en azından ölünü toprağı soğuyor işsizin gelen giden suratına tükürüyor. Ondan sadece çalıştım. Bir gün dükkana bir kadın geldi. Mahalle arasında olan bu kuaföre bayramdan bayrama gelen kaş bıyık aldıran pala ev hanımları, bir görünüp bir kaybolan mevsimlik öğrenciler, dedikoducu müdavimler, evlenen kızlar dışında öyle gelen olmazdı. Müşteri profilinden farklıydı. Çok alımlı ve hoş bir kadındı. Biraz hararetli girmişti. İster istemez gerildik birine yanlış bir işlem mi yaptık diye. Kadın telefonundan kuzenime bir şeyler gösterdi. Kim yaptı bunu kim diye haykırdı. Kuzenim beni çağırdı. Kadın telefonun ekranını bana döndürdü geçen hafta bir kız çocuğuna yaptığım bir makyajdı. Renkli, taşlı bir makyaj istemişti. Kimse paralı yaptırmak istemeyince ben kendim yapmıştım. Kadının kızacağını düşünerek gardımı aldım. Yapanın ben olduğumu söyledim. Kadın heyecanla elime yapıştı. Çok şaşırdım. Meğerse yaptığım işi çok beğenmiş. İnfluencer bir hanımefendiymiş onunla iş birliği yapmamı teklif etti. Başta çekindim sonuçta eğitimim yoktu. Yine de kabul etmek istedim eğitimli olanların ayaklar altında olduğu bir yerde ne diye düşünecektim ki?

İnfluencer hanım baya ünlendi. Ben de markalardan iş birliği almaya başladım. Beni en heyecanlandıran fenty ile colour pop olmuştu. Sonrasında defilelerde makeup artistliğine başladım. Kariyerimin zirvesi olan Vivienne Westwood defilesi için mankenlere özgürce yaptığım makyajlardı. Bu markayı yıllardır takip ederim güçlü ve özgür oluşuna hep hayranlık duymuşumdur. Ruhumu özgürce dışa vurabildiğim bir andı. Benim için kariyerimin zirvesi, hayatımın en zengin olduğu olaydı. Ne iş yaparsan yap en iyisini yap demişler. Ben sanatımla insanların ruhunu boyadım. Ruhlarını çıkardım. Dünyanın, kainatın en iyisi miyim bilemem ama kendi dünyamın ve gerçekliğimin en iyisiyim.